SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK VE GİYİM
- EvRiM ARıCaN
- 23 Şub 2021
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 11 Mar

Giyim sektöründeki sürdürülebilir yaklaşımların geleceğin perakendeciliğine şekil vereceği hatta şekillendirmeye başladığı net bir biçimde bugünden görünüyor.
Üstelik öyle 5-10 sene değil sanıyorum ki 2-3 sene içinde değişimi yaşamaya başlamış olacağız.
Peki sürdürülebilir üretim yapmak ne anlama geliyor?
Tüm sorumlulukların bilincinde, tüm gereklilikleri tamamlayarak üretebilmek, çalışabilmek, yaşabilmek anlamına geliyor.Sürdürülebilir olmak; Bilgi+akıl+farkındalık+sorumluluk bilinci ile var olabilmek anlamına geliyor.
Teknik olarak açıklamamız gerekirse;
Üretici olarak:
-Kullandığımız tüm malzemeler sürdürülebilir olmalı.
-Üretimini yaparken kullandığımız hiçbir malzemede hiçbir canlıya zarar vermemeliyiz
-İşletme sistemlerimiz, kullandığımız enerji sürdürülebilir olmalı.
-Personelimizin insani şartlarda bir hayat sürebilmesi için gereken tüm koşuları sağlamış olmalıyız.
-Öyle ki kurduğumuz tüm sistemi ve çalıştığımız tüm ortakları müşterilerimizle en ince detayına kadar rahatlıkla payalaşabilmeliyiz.
-Hesap verebilir olmalıyız.
Tüm bu yaptıklarımızı belgeleyebilmek içinde yaptığımız işin alanına göre gereken tüm denetimlerden geçerek işimizi sertifikalandırmalıyız..


Tüketici olarak da;
-Aldığımız her ürünün üretim aşamasında
ne kadar su ve ne kadar enerji kullandığını,
-Üretimi esnasında ne kadar karbon emisyonuna sebeb olduğunu,
-Ürünün ömrünün ne kadar uzun olduğunu,
-Gerçek maliyetini oluşturan tüm aşamaları,
-Giysilerimizi hazırlayan emekçilerin yaşam standartlarını sorgulayabilmeliyiz..
-Ve en önemlisi daha az tüketerek yaşamayı öğrenmeliyiz.
İşte bu yüzden zerocarbon, zerowaste, whomademyclothes diyoruz.
Yarının Dünyasında ki tekstil pazarında ister marka ister üretici olarak yer almak isteyelim her iki koşulda da rotamızı tam anlamı ile sürdürülebilir olma yatırımlarına çevirmek alabileceğimiz en doğru karar.
Dünyada bu konuda gelinen noktayı daha iyi ifade edebilmek için size tam anlamı ile sürdürülebilir yapılar üzerine kurulmuş markalardan örnekler vermek istiyorum. Böylece dünya tekstilinin nereye doğru yelken açtığını daha iyi anlayabileceğimizi düşünüyorum.

1- ASKET
Firma koleksiyonlarını sürdürülebilir doğal malzemeler ve sistemler kullanarak oluşturuyor.
Tüm süreçleride müşterileri ile paylaşıyor.
Sitesini incelediğinizde çalıştığı tüm üreticiler, kullandığı tüm malzemeler, hakkında tam bir şeffaflık ilkesi uyguladıklarını görebilirsiniz.
Aynı şekilde yukarıda örneğini gördüğünüz fatura sistemi ile müşterilerin aldıkları ürünlerin tüm üretim, maliyet süreçleri hakkında bilgi sahibi olmalarını sağlayarak aynı bilgilendirmeyi diğer firmalardan da isteyecek sorumluluğu hissettirmeye çalışıyor.
Bu firmanın bize sunduğu kimlikden alınabilecek extra mesaj:
'Ben yapabiliyorsam herkes yapabilir.
Yapmıyorlarsa nedenini sorgula.
Neyi bilmeni istemiyorlar.
Öyleyse seçimlerinle, bilinmesi istenmeyenin yaşanmasına da izin verme.

2-ETIKO
Sloganları etkileyici 'No wear evil'
Firmanın özellikle vurgu yaptığı konu vicdanlı üretim koşullarını sağlanması için tam şeffaflık.
Nedir vicdanlı üretim koşulları?
Vicdanlı üretim koşullarını büyük bir keyifle giyinmek için satın aldığımız ürünleri üreten emekçilerin yaşam ve çalışma standartları olarak açıklayabiliriz.
Örneğin: çocuğumuza aldığımızın bir spor ayakkabıyı başka bir çocuk yapmış olmamalı.
yada X Lira vererek aldığınız bir ürünü üreten emekçinin X Lirayı kazanmak için günlerini, haftalarını harcamamalı olarak açıklayabiliriz.
Tüm koleksiyonlarını sürdürülebilir sistemler ve materyaller kullanarak geliştiriyorlar.
Tam şeffaflık ilkesi ile servis veriyorlar.

3-OUTERKNOWN
Dünyaca ünlü sörfcü Amerikalı Kelly Slater ve Kering ortaklığı ile kurulmuş firma sürdürülebilir kadın, erkek ve çocuk koleksiyonu hazırlıyor.
Sitelerinde sürdürülebilir bir koleksiyon oluşturma maceralarını anlatırken Kering gibi bir büyük ortakla çalışıyor olmalarına rağmen sürdürülebilir bir koleksiyon geliştirmenin hiç de kolay olmadığından, ilk başladıklarında herkesin tüketicinin sürdürülebilir olmak adına daha fazla ödeme yapmayı
kabul etmeyeceğinden bahsettiklerini ve kimsenin kendilerine inanmadıkları bir yola çıktıklarından bahsediyor. Fakat aradan geçen beş yılda kat ettikleri yol, ortaya koydukları iş herşeyin ispatı.

4-NUDIE JEANS
Diğer firmaların sahip olduğu sürdürülebilirlik bilinci ile koleksiyon hazırlıyorlar.
Ama işin içine denim girdiği zaman şartlar epey bir zorlaşıyor.
Tüm bu zorluklara rağmen tasarladıkları projeyi çok başarılı yönettiklerini düşünüyorum.
%93,8 organik pamuk kullanıyorlar.
Sürdürülebilirlik adına geleceğin denimini üretiyorlar.
Ama en heyecan verici işleri kurdukları denim tamir atölyesi ağı.
Önümüzdeki on yıl boyunca biz tüketiciler daha az tüketip, ihtiyacımız kadar almayı yeniden öğreneceğimiz gibi elimizde bulunan tüm kıyafetleri de
değerlendirebilmek için yeni yeni yollar arayacağız.
Hatta WGSN bu akım için bir çıkış noktası olarak Japon işiçi sınıfının yokluğu yönetebilmek için yarattığı, kıyafet tamir kültürü Boro boro 'nın önümüzdeki on yılda dünyada yükselen bir trend olacağını öngörüyor.
İşte tam bu noktada Nudie jeans gelecekde olacağını düşündüğümüz herşeyi kullanıcılarına bugün yaşatıyor .
Diğer markalara da nelerin mümkün olabileceğini gösteriyor.
Projenin başında kaç kişinin 'olmaz böyle şey mümkün değil, hiç başlamayın' dediğini düşünemiyorum bile.
5- Son olarak da benzer ürünleri ve markaları bir arada bulabileceğiniz alışveriş siteleri mevcut. Trendyol'a, Morhipo'ya vb firmalara duyrulur.
Aşağıdaki üç firma müşterilerine aynı fikirle üretim yapan firmaların koleksiyonlarını tek bir adreste sunarak alışveriş kolaylığı sağlıyor.
-Thegoodapparel
-Eco stylist
-Style crate
Liste böylece devam ediyor. Merak edenler pazardaki büyümeyi sustainyourstyle adresinden takip edebilirler.
Dünya hiç olmadığı kadar büyük bir hızla değişiyor. Hatta değişecek derken kendimizi değişimin içinde buluyoruz.
Böyle bir hızı daha önce deneyimlemedik. Kısacası başlamak için eskisi gibi bekleyecek zaman yok.
Bu değişim ülkemizdeki tüm tekstil üreticilerine ciddi fırsatlar sunuyor.
Ama bu sefer yapılması gerekenleri müşterileriler talep etmeden, yapmak, tamamlamak, müşterilerden birkaç adım önde giderek onlara bu konuda yol gösterici olmak gerekiyor.
Eğer bunu başaramazsak daha önce seyrettiğimiz filmi bir kere daha yaşamamız kaçınılmaz olacak.
Görünen o ki bu sefer üretimde ki payımızı Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerden lokasyon, dil ve kültür avantajı ile daha güçlü Polonya, Macaristan, Portekiz gibi Avrupa ülkelerine kaptıracağız.
Bu durumun önüne geçebilmek için;
Kurumların bir an evvel yetkin ekipler kurarak yönlerini sürdürülebilirliğe doğru çevirmeleri gerekiyor.
Önce doğru insanlara yatırım sonra doğru teknolojiye yatırımla birleşerek tasarlananın ötesinde işler çıkarmanın mümkün olduğuna inanıyorum.
Bilgiye, deneyime, teknolojiye yatırım yaparak. Geleceğe, değişime ve bilime inanarak.
Sevgi ve sağlıkla kalmanız dileğiyle,
Evrim Berrak
Comments